“Kurtarın bizi” sessiz çığlık bu
Kim bunlar?… Bizim çocuklarımız
Kim bunlar?… Bizim insanlarımız
Uyuşturucu batağına bulaşmış, kan emici sülükler tarafından esir alınmış gençlik.
Uyuşturucu, alkolle kıyaslanmayacak kadar ucuz ve ulaşması çok kolay, her köşe başında torbacı denilen satıcılar var. Emniyet kuvvetleri can siperane çalışmalar yapıyor. Her nedense bu belanın önüne geçilemiyor.
İçişleri bakanı bu illeti satanların bacaklarının kırılması talimatını veriyor, nerede kırık bacak, sayın bakan bu illete savaş açıyor, azalacağı yerde hergün artıyor.
Ben sıradan bir vatandaş olarak gezip gözlemliyorum, öyle umulmadık yerlerde satılıyor ki pes dememek imkansız.
Emniyet istihbarat ve jandarma istihbarat çalışıyor, ama yöntem olarak doğru yöntemi kullanamıyorlar. Gerek yasalardaki boşluk, gerekse halkın duyarsızlığı başarısızlıkta en önemli etken.
İçici dediğimiz bir kesim var, bu kesime verilen cezalar caydırıcılıktan uzak, bugün içici olan yarın mutlaka satıcı olacaktır.
Bugün uyuşturucu kullanan yarın gasp yapacaktır, hırsızlık yapacaktır, her ne kadar uyuşturucuya ulaşmak ucuz olsa da, bu illeti kullananlar çalışamadıkları için çok küçük paralar için bile gasp ve hırsızlık yapacaklardır.
Sokak baronları yakalanan torbacısının yerine bir içiciyi anında koyabiliyor, içici olan kişi için hem uyuşturucuya ulaşmak kolaylaşıyor, hemde para kazanmaya başlıyor. Yakalanan torbacının yerine birini koymak bakkala çırak bulmaktan çok daha kolay.
Bizim kanunlarımız satıcılar üzerine gitme yoluna başvuruyor, satıcılara ceza anlamında 8 yıldan başlayan hapisler öngörülüyor. Bu ceza 22.5 yıla kadar çıkabiliyor. Uyuşturucu piyasası bataklık. Biz bataklıktaki büyük sinekleri yok etme yolunu seçmişiz, oysa her yok ettiğimiz sineğin yerine yeni bir sinek geçiyor.
Arz talep olayı ortadan kalkmadıkça buna çare bulamayız.
Önceliği içicilere vermeliyiz, içici yoksa satıcı olamaz, içici olan gençleri reabilite edecek merkezler kurmalıyız, bahsettiğim hastane ortamı değil, bu kişilerin çalışacağı üreteceği yarı açık cezaevi tarzı işletmeler kurulmalı.
15 gün hastanede kalan birisi çıkınca aynı ortama tekrar ulaşıyor.
İçici olanlar en az 6 aylık reabilite merkezlerine alınıp orada temizlenmesi için çalışmalar ve bilinç yüklemesi yapılmalı.
Biz içici dediğimiz kesime çare bulamazsak, bir satıcıyı hapse atarız, ertesi gün yeni içici satıcı konumunu alır.
Bu illeti kullananlar normal insan gibi düşünen kişiler değil.
Bunlar bir hayal dünyası yaratıp o hayal dünyasında mutluluğu seçen kişiler.
Şayet devletimiz satıcılara hapisle bunun önüne geçmeye çalışırsa bunu başarma şansı yok.
İlla hapisle çözecekse bu illeti içenler en az bir yıllık hapse tabi tutulmalı.