Sevgili okurlarım, hükümet ve küçük ortağı baskın seçim kararı aldı.
İlk iki gün düşünmeyle geçirdim ve siyaseten etkili bazı kişilerle görüşmeler yaptım.
Akp ve mhp de siyaset yapan kişilerle yaptığım görüşmeler oldukça anlamlıydı, perde arkasında konuşulanlarla perde önünde konuşulanlar çok farklı, Cumhur ittifakı kendi içinde sıkıntılı, taban, tavanın ben yaptım oldu mantığından fazlasıyla rahatsız…
Her ne kadar yerelden yazılar yazsam da ülkenin genel durumu daima ilgi alanımda olmuştur. CHP nin yerelde ağır topları var, bunların bir çoğu yerel iktidara muhalif isimlerden oluşuyor, bu isimlerle yaptığım görüşmeler oldu, iyiki de oldu…
Bu isimlerden Selami Değirmenci’ye bir parantez açmak istiyorum, kendisi üç dönem belediye başkanlığı yapmış etkili bir isim, özellikle Işıklar muhalifi olan Değirmenci, “ben daha iyi yönetir ve partime daha fazla faydalı olurum” diyerek yola çıkıyor…
Yerel seçimlerde aday adayı olacak olan Değirmenci’yle baskın seçim kararı alınır alınmaz bir görüşme yaptım. Yeni durumu enine boyuna tartıştık ve yerel ölçekte başarılı olmanın yönetimleri üzerinde görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Değirmenci’nin “adaylık konusunu rafa kaldırdım, bu son şansımız elbirliğiyle partimizi zirveye taşımalıyız” sözleri çok önemliydi. “Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşımak için herkesle beraber çalışırım, çalışmalıyız, bugün küskünlükleri bir kenara bırakmazsak, küsmek için bile fırsatımız olmayabilir” dedi…
Sayın Işıklar’ın bu çağrıya duyarsız kalmayacağını düşünüyorum, önümüzdeki kısa süreyi en verimli nasıl geçiririz üzerine kafa yormalıyız. Hiçbir kişisel hesap partimizin ali menfaatleri üzerinde olmamalı. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir çalışma içine girmeliyiz. Değirmenci’den, Yıldırım’a, herkes elini taşın altına koymalı, Sayın Işıklar ise bedenini koymalı, biz bu seçimi kaybettiğimiz takdirde Belediye Başkanı olmuşsun, Milletvekili olmuşsun hiçbir önemi yok…
Şimdi birlik zamanı, kazanmaktan başka çaremiz olmadığı bir sürece girmiş bulunuyoruz…
CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ KİM?
Sayın Kılıçdaroğlu ilkesel olarak genel başkanların aday olmaması yönünde fikrini beyan etmişti, halende bu beyana sadık olduğunu düşünüyorum. Genel Başkan aday olmayacaksa partinin yaptığı son kurultayda 600 ün üzerinde oy alan ikinci ağır top olan Sayın İnce aday olmalıdır. Sayın İnce’nin tanıtım derdi yoktur, Rumeli ve Karadeniz’le ciddi bağları vardır. Parti içinde sevilen sayılan bir isimdir.
Tüm bu gerçekleri alt alta sıralayınca Sayın İnce adaydır diyebiliyorum…